31 Ağustos 2012 Cuma

HARAMA HİÇ YAKLAŞMA

     Ne de şaşılacak şey ki insanoğlu, her nedense, hep yasak olmuş şeylere tecessüs içinde. “Acaba nasıl olur?” ve bu “acaba” hayalleri, onu hiç hissetmeden gram gram o tarafa doğru çeker götürür, ancak hududa da gelince Yaratan’ın şu sesi gelir: “Hududu geçmeyiniz”. Bu sesi duyan var, duyamayan var.
     Hani, Mevlânâ der ki: “Kabristana git de orada dilsiz dudaksız konuşanları dinle, eğer o kulak varsa sende”. İşte, hududu geçmeyiniz diyenin dili dudağı yok ama sesini duyarsın, o sesi duyma makamına erememişsen o sesi duyanlardan ille de sana bir haber veren olur. İlk sesi duyamamışsan bu ikinci sesi duy da, bile bile, göre göre, “kendinizi tehlikelere atmayınız” diye önceden haber vereni dinle, dinle de nefsinin doymak bilmeyen his ve şehvetine gem vur. Eğer haram, insanı huzura kavuşturmuş olsaydı, haramı yaratan “harama yaklaşmayınız” demezdi. “HARAM” nedir? Bir şeyin zararı kârından çoksa haramdır. Ateşe elini sokarsan ateş ille de elini yakar, sen o yüce peygamber İbrahim aleyhisselam değilsin. Ateş yalnız o İbrahim’i yakmama emrini aldı, yoksa sayısız İbrahimler için değil bu emir, gözünü aç da elini ateşe sokma, maşayı kullan.
     Aklını başına al, bu âlemin bir mâliki var, hem öyle bir mâlik ki her yapılanı en ince yerine kadar görüyor ve de “El Basîr” (görürüm) diyor ve de katiyetle söylüyor ki, “herkese verilen herkesindir, sakın ola ki kul hakkıyla çıkma karşıma”. Sana verilene razı ol da örneğin gözlerinle de olsa çalıştığın yerin sahibinin kazancına göz dikme, bu göz dikişle kul hakkını gasp etmiş olduğun gibi, kul hakkını yemiş de olursun. Bu olur mu âleme? Eğer sana bir fırsat verilse gözünü diktiğin şeyi elinle alır torbana koyarsın canım. “Hayır, ben almam” deme.
     Haram tatlıdır diyen kişinin ağzına kum doldur. Öyle tatlı gibi gözüken şeyler vardır ki insana dünyasında tatmadığı zehir zemberek acılar verir ve binlerce kere pişman olursun.
     Haram senin gözüne çok hoş, çok güzel gözükür. Yüce Mevlâ, Kitabında, “şeytan size en fena şeyleri çok çok güzel gösterir, aldanmayınız” buyurdu. Görüyorsun ya, her iyi ve her kötüyü hep o Kitaptan öğreniyoruz.
     Helâl edilen kadından fayda gelir ama haram edileninden akla hayale gelmeyen, devası olmayan illetlerle kıvrım kıvrım kıvranırsın... Niçin -o da kadın, bu da kadın- bu illetler, örneğin bel soğukluğu, şankr, frengi, AIDS ve daha niceleri, haram edilen kadında toplanmış? Bir düşün, öne bak da sonu gör. Niceleri, bu yolun yolcularına meyil verenler, halk arasında kimselerin yüzüne bakamaz hâle gelir. Karakollara, hapishanelere düşer, dövülür, ağzını yüzünü parça parça ederler, rezil rüsva ederler.
     Sana içme denilmişse dinle, içme, haram edilmiştir. Yaklaşma, içki yüzünden ne şerler geliyor insanın başına, ne görünür görünmez kazalar, belâlar, saymakla bitmez.
     Sana kumarı yasak edeni dinle, O bilir, sen bilmezsin. Kumarın sonu iflastır, açlıktır, katilliktir, zindandır, fuhuştur. Elbette ALLAH merhametlidir ama “ALLAH’ın düşmanlarına düşman olunuz” deyişine aldırış etmezsen sen de ALLAH’ın düşmanı olmuş olursun. ALLAH’ın intikamı pek şiddetlidir, bunu hiç unutma, emi? Şunun üç kuruşluk malını çalarsan, senin malını çalmazlar, trafik kazasında bacağın kopar, bunu da böyle bil.
Öyleyse, yasak edilmiş her şeyden aman uzak dur, hatta koru bile. Kimsenin malında, mülkünde, ırzında, kazancında asla gözün olmasın. Her iyilik ve her kötülük önce gözden başlar, gözünü çöpten koru. İncil’de şu ayete kulak ver: “Benden önceki, ‘zina etmeyiniz’ demiş ama ben size eğer sağ gözünle bakmışsan hemen o gözünü oy çıkar ki bedeni kurtar diyorum”. Bakışın ne neticelere, ne teşebbüslere meydan vereceğini nasıl da önceden haber veriyor. Eğer kötü olsaydı ALLAH yaratmazdı deme, bilgiçliği terk et, ukalâ olma. ALLAH insanını sınamak için getirdi dünyaya, elbette kuşu avlamak için yem atarlar, elbette oltaya solucan takarlar, yoksa balık gelir mi? Sen hiç meyhanede hatim duası yapıldığını gördün mü? Sana verilene şükret, kanaat et, sabırlı ol ki verilenler artar, merak etme, istersen dene, helâl artar, haram yitirir. Çalma ki çaldırma, başkalarının zararında kendi kârını arama, bulamazsın, pişman olursun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder