31 Ağustos 2012 Cuma

YAPILAN İYİLİĞİ UNUTMA

     Yapılan iyiliği unutana “NANKÖR” derler ki nankörlük imanı alır götürür ve adı dillere destan olan, daha dünyada iken kendisine ve eşine cehennemlik haberi verilen EBU LEHEB gibi olur. O nankör, yüce Peygamberin iki kızıyla oğullarını evlendirmişti. Kimin dünürüydü o nankör? Ümmü Gülsüm ve Rukiye’yi boşattı da böylece yüce Peygambere hakaret ederek Nankörlük adını aldı. Yüce Kitap’ta “Anne ve babanız yanınızda ihtiyarladığında onlara ‘öf’ bile demeyiniz” emri ilahîye karşı gelen sayısız nankör evlat her an önümüzde, ne büyük bir elem bu. Şu noktayı hiç unutmamalı; bir evli eşin yani erkeğin kendi annesi ne ise, eşi kadının annesi de, her ne kadar kayınvalidesi ise de, aynı kendi öz annesi kadar bir annedir. Kadının kayınvalidesi de, aynı kendi öz annesi kadar bir annedir ve her ikisinin babaları da kendi babaları gibidir. Böyle olmalıdır. Bu ALLAH’ın emri, ne çare ki kullar tarafından ka’le alınmayıp “öf” demek bir yana, darülacezelere atılıp evlat, torun hasretiyle yok olup gidiyorlar. Annenin veya kayınvalidenin, babanın veya kayınbabanın yaşlanıp evlatlarının yanında kalmaları şöyle dursun bir an önce evden atılmaları ne yürekler acısı. Bu yola başvuranlar ALLAH’ın hiç hoşuna gider mi? ALLAH böyle yapanlardan er geç hem de bu dünyada intikamını alır. Çocukları sakat doğar, kendileri yaşlanınca evlatlarından çok beter eza ve cefalar görürler, değil anne baba, kayınvalide, kayınpeder, uzak yakın tüm akraba için yüce ALLAH seviniz, sevişiniz, sayınız, sayılınız emirleriyle uyarıyor.
     Annesini, babasını unutan insan, yapılan iyiliği unutan insandır. Hele bir düşün, annen sen bu hâle gelene kadar neler, ne zahmetler çekti, baban da öyle.
     İnsan en büyük iyiliği önce yüce ALLAH’tan görmüş ki dünyaya “İNSAN” olarak gelmiştir. Aksi hâlde başı ezilecek bir yılan, zalim birinin eşeği olarak da yaratılabilirdi. Mevlâ’mızın böyle yapmaya elbette kudreti var ama nankör insan, ALLAH’ın bu güzel iyiliğine şükredeceği yerde bir de O’nu hiç anmaz. İnsanı dünyaya getirenler, öğretmen, usta, patron, bunlar da hep iyilik eden kişilerdir. Bu kimseleri de hiç unutma, bunlardan biri terki dünya ederse sen onu yine bir “FÂTİHA” ile an, geride kalanlarına elinden geldikçe yardımcı ol, onlardan ALLAH’ın istediği “Teşekkür” veya “ALLAH RAZI olsun” sözlerini işit. Böylece ustanın, geride kalan kimsenin bu sözü yüzünden cennete giriverirsin, ya ne zannedersin, insan ömür boyu daha nicelerden iyilik görür. “Bir kelime öğretenin kölesi olurum” demişler. Her an düşün, ben kimlerden iyilik gördüm acaba?
     İyilik gördüğün kim olursa olsun onu unutma. Yüce Mevlâ der ki; “Size hayvanlar yarattık, etini yiyin, sütünü için, yününden giyinin, yatak yorgan yapın, yükünüzü taşıyın, binin ve de hayvanların hâl ve hareketlerinden hisse kapın”.
     Yapılan iyiliği hiç unutma, unutup nankör kisvesine girme, kıyamet günü “NANKÖR” olarak kıyam edersin.
     Herkes senden kaçar, tıpkı şeytandan kaçarcasına. Düşün, henüz bu can tenindeyken iyiliğini gördüklerini hatırla, aradan zaman geçmiş olsa bile onları bul, özürler dile, ufak tefek armağanlarla onları hoşnut et. Şunu iyice bil ki sen aslında onları hoşnut etmiyor, yüce Rabbini hoşnut ediyorsun. ALLAH’ı hoşnut ettiğinde içinde bir sevinç, hafiflik hissedersin. İşte o zaman, “Rabbim, sana şükürler olsun ki beni patronuma getirdin de onu memnun ettim, sen de benden memnun ol yarabbi” diye dua et, yapılan iyiliği unutma ki ALLAH da seni hiç unutmasın. ALLAH’ın sevilen kulları arasına giren kişinin hayır duaları kabul olur. Bu tip kullar her an aramızdadır. Can gözün açıksa görür, onları saygı ve sevgiyle karşılarsan dualarını alırsın ki bu dualar çevrilmez ama nankörün duası kabul edilmez, sakın ola ki inanma.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder