Her felâket ve belânın başı gıybettir. Gidip herkesin yüzüne, “sen böyle söylemişsin” denmez. Dedikodu azar, netice kanla biter. Duymuşsan sus, sabret, senin aleyhinde konuşanla önceleri ufak tefek bahanelerle dost ol sonra yavaş yavaş uzaklaş ve de sakın onun aleyhinde hiç kimseye bir şey deme. Önü pek tatlı ve fakat sonu hüsran olan şeylerden biri gıybettir. Hiç unutma, sus ve de iştirak etme, hemen oradan uzaklaş, duymamış ol. Bırak, kulağınla duyduğunu, gözünle de gördüğünü görmemiş ol ancak Adalet dairesinde şahitliği tam yap, ne bilirsen onu söyle, ilave etme, saklama da. Evladın da olsa ALLAH’tan kork, her şeyi olduğu gibi anlat.
Aracılar, laf taşıyanlar yüzünden nice evler nice ocaklar sönmüş, viran olmuştur, nice masum canlara kıyılmıştır. Çalıştığın yerlerde amirlerinin ne lehinde ne aleyhinde bulunma. Her iki bulunuşun sana ille de zarar getirir. Ticaret işinde de etrafındaki komşu tacirler ve esnaf için hiç konuşma, beş kuruş ucuz alırım zannıyla senin komşun için ettiğin bir söze bin söz katar götürürler.
Üç padişah bir araya gelmiş, birisi demiş ki, “Her birimiz bir söz diyelim de bu söz dünya durdukça dursun”. Birincisi, “Söylemediğim bir söz yüzünden hiç pişman olmadım”.
İkincisi, “Söz lehte ise bana fayda getirmedi, aleyhte ise çok zararlar getirdi”.
Üçüncüsü, “Söz ağzımda durdukça ben o söze hâkimim ama söz ağzımdan çıkmışsa ben o söze esir olurum”. Kurşun namluyu terk ederse geri gelmez. Boşboğazı cehenneme atmışlar, “odun yaş” diye bağırmış. İnsan vakur olmalı, faydasız sözlerle kulağını doldurmamalı, dedikodu boş ve abestir, uzak dur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder