31 Ağustos 2012 Cuma

NE MÜSRİF, NE NEKES OL

     Yüce Mevlâ, kullarına neyin fayda, neyin zarar getireceğini açık seçik bildirmiştir. Kur’an’ın A’râf suresi, ayet 31, “Yiyin için ama İSRAF etmeyin” demiş. Başka bir ayette, “sonra hüsrana düşersiniz” demiş. Nedir hüsran? Kimsecikler size acımaz, yokluk, açlık perişan eder. Ölmek ister ama ölmez ki kurtulsun, kurtulur mu? Acaba? Elbette ALLAH’ın emirlerine uymadığı ve intihar ettiği için kim bilir ne cezalar ile yargılanacak?
     Bu hususta Yûsuf suresinde uzun uzun dersler var, her varlık ve bolluğun ille de bir yokluğu ve kıtlığı olur, dünya bu durumları çok defalar yaşamış ve ne yazık ki insanlar ders almamışlar.
     Şurası apaçık gösteriyor ki ALLAH’ın emirlerine uymamak ille de kötü günlere bırakır insanı, insan daha çocukken öğretilmeli bu bilgiler. Tasarruf nedir, nasıl yapılır? Atasözlerinden ibret alınmalı, örneğin, “işten artmaz, dişten artar”. Bu sözün ne anlamı var? Örneğin, yemek içmekte işe mutfaktan başla, her tarafta, her yerde pazar var. Pazara gitmeden önce bir haftalık yemek listesi -bütçene göre- yap, listenin dışında bedava da olsa alma. Faraza, yemek için yarım kilo gerekliyse, yarım kilo al, bir kilo alma.
     ALLAH verdiği nimete burun bükenden hoşlanmaz. İlle de ekmek atan, yemek dökenleri hiç affetmez. Onları yokluğa iter, öylece terbiye eder. Eğer eline geçenle geçinemiyorsan elbet bir sebebi vardır. Gece gelince gündüz gider, geceyle gündüzü bir arada kimse görmemiştir. Helâl ile haram bir arada olamaz. Haram girerse bir eve, helâl gider, yokluk başlar. Yemek dökmek, ekmek atmak elbette haramdır. Yetişmiyor diyenlere derim ki haftada bir gün yavan ekmek yesen ölmezsin. Bu sözler uzar gider. İnsanı yokluğa getiren illetlerden biri el âlemle yarış etmektir. Gerek giyimde, gerek yemede, “hâline bak hallan-altı ayda bir sallan”, el âlemle aşık atılmaz. ALLAH her insanına ne kadar vereceğini bilir, aldığın kadarıyla geçinmeye bak. Demek tasarruf önce mutfakta başlar ancak israf yalnız yiyecek ve giyecekten mi, başka israf yok mu? Elbette var, hem de ALLAH’ın en çok ve üzerinde durduğu bir “İSRAF” ki bu “ZAMAN” israfıdır, ömrün boş yere geçen günleridir ki yüce Rabbimiz bu israfı, Tekâsür suresinde haber veriyor bize. “Elhâkumut”, heyhat ne yazık ki ömrünüzü övünmekle, çoğunluk övünmeleriyle geçirip duruyorsunuz. “KELL” öyle değil, cehennemi gördüğünüzde, işte o zaman, “ömrünü nerede ve nasıl geçirdin” dediğim zaman nice ahlar vahlar edeceksiniz. Yeniden dünyaya gelsek bir saniyemizi bile boşa geçirmeyiz dersiniz ama ne çare. Dünyada iken bu “İSRAF”lar üzerine çok söz duymuşken bu sözlere “Le terevunnel cahîm”, cehennem haber verildiği hâlde hiç oralı olmadınız. Zaman israfı, telafisi olanaksız bir israftır, tekrar beş yaşına gelmek yasalarda yok. Ne olur, gel bu günün kıymetini bil, bir ânını bile hevâ ve hevese kaptırıp boş geçirme. Kendine ve etrafına müfit olmak için hem de her iki dünya için çalış, her şey durur, saatler durmaz. İnsanları oyalayacak o kadar çok şey var ki akşam oluverir de ne çabuk akşam olmuş dersin. İlim, sanat, iş öğren; mevcutları ona buna sayıp göstererek övünüp zamanı öldürme.
     Bil ki bu âlemde yalnız iki kapıdan fayda var. ALLAH ve cebindeki para, bu iki kapıya sımsıkı sarıl. ALLAH’ı hiç ama hiç unutma, cebindekini de O verir, ne olur O’nun verdiğini iyi koru ve icap ederse O’nun sana verdiğinden sen de ver.
     O seni sevindirdiği gibi sen de başkasını sevindir. “VE MİMMÂ RAZAKNÂHUM YUNFİKÛN”
     Ancak: İsraf ve müsriflik kadar cimriliği de ALLAH sevmez. Daha çok sevap olsun diye elli verilecek yere yüz verme ve de aksine elli verilecek yere tek bir de verip cimri olma, dini ne büsbütün aç ne de sık, ayetleriyle hareket et. Şeytan sizi yoklukla korkutur, “sıkı ol verme, sonra sona kalmaz, aç kalırsın” der durur. Her şeyde olduğu gibi israf ve cimrilik konularında ille de şeytan boş durmaz, vesvese verir. Aklını başına topla, şeytanın öğüdüne kulak verme, ALLAH’a sığın. “Yarabbi zekâtımı artır, iyilik etmeme izin ver” diye dua et ama eline geçince de “adak mafiş” diyen bedevi gibi olma, icap ettiği kadarını ver, ver ALLAH rızası için. Eğer cimrilik edersen sağlığınla ödersin, israf edersen açlık ve yokluk ve fukaralığın getireceği her çeşit acıları çekerek ödersin. Kazancının ilk eline geçenin yüzde beşini artır, artır ki zekât verenlerden olasın. ALLAH verilen zekâtın miktarını her yıl ille de artırır, dene istersen. Nefsine hâkim ol, evine haram şeyleri sokma, tavla zarı, iskambil kâğıtları, viski, şampanya, rakı gibi sarhoş edici şeyleri evine sokma. “Evinde bunlardan pek çok olanlar var ama çok iyi yaşıyorlar, zenginler” deyip fikir yürütme, inanmayanların akıbetlerinin ne olacağını yazan ayetleri oku da sonra tez yürüt, emi? Kendine bak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder